Merhaba, ben Yunuser Cansız. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 5. sınıf öğrencisiyim. Bu yazımda sizlere 6 ay boyunca stajyer olarak çalıştığım Merck Sharp & Dohme Klinik Araştırmalar departmanından ve bu staja kabul edilene kadar edindiğim tecrübelerden bahsedeceğim. Fakülteye girdiğimden beri sektörde çalışmak isteyen biri olarak 4. sınıfa gelene kadar sadece bir ay boyunca fason üretici bir firmada staj yapma fırsatım olmuştu. Sektörde çalışmak isteyen ve bunun için emek gösteren biri olarak staj yapamamış olmak gelecek ile ilgili endişe duymama sebep oluyordu. Pandemi döneminde stajların online olarak yapılabilmesi sebebiyle önüme çıkan her ilana başvuruyordum fakat çoğundan mülakata giremiyor, girsem bile olumsuz dönüş alıyordum. ISPE sayesinde edindiğim network ile tanıştığım profesyonellerden aldığım geri bildirimler ile özgeçmişimde çeşitli iyileştirmeler yapmaya başladım ve daha çok mülakata katılma şansı elde ettim fakat olumsuz sonuçlar almaya devam ediyordum. Buna ek olarak çevremdeki insanların çeşitli departmanlardan kabul alması da bende “Ben galiba 5. sınıfa kadar bir staja yerleşemeyeceğim.” baskısı oluşmasına neden oluyordu. Yazımın sonraki kısmında bu aşamadan “staj seçme” aşamasına geçiş sürecimden bahsedeceğim.
Kariyerimi ilerletmek istediğim departmanı kafamda belirlemiş olsam da ileride seçenek olması bakımından karşıma çıkan her türlü ilana başvuruyordum. MSD Klinik Araştırmalar departmanına başvurum da bu şekilde olmuştu. Departmanda stajyer olarak çalışan arkadaşım Bilge Yücetürk’ün referans olması ile Kasım 2020’de özgeçmişimi firmaya iletmiştim. Özgeçmişimi iletmeme rağmen süreç ile ilgili herhangi bir gelişme olmamıştı ve başvurumun üstüne başka firmalar ile farklı departmanlar için mülakatlar gerçekleştirmiştim. Başvurumdan tam üç ay sonra şubat ayında departman yöneticisinden bir telefon aldım. Kendisi ile bir telefon mülakatı gerçekleştirdim. Bu sırada LinkedIn üzerinden başvurduğum başka bir ilaç firmasından bir yönetici ile de bir görüşmem olmuştu. Bu iki görüşmeden bir hafta sonra her iki firmanın insan kaynaklarından bir yetkili ile telefon mülakatı gerçekleştirdim. Daha sonrasında her iki firmadan da olumlu dönüş aldım ve MSD Klinik Araştırmaları seçtim. Peki klinik araştırmalar nedir? Klinik araştırmalar hali hazırda kullanılan ilaç/tedavi ürününün kullanım alanını arttırmak, hakkında daha fazla bilgi edinmek, yeni ilaç/tedavi ürününün etkin güvenli kullanımı hakkında yeni tıbbi bilgi edinmeyi amaçlayan ve gönüllü hasta grupları ile yapılan çalışmalardır. Stajım boyunca departmanın çeşitli kısımlarında görevler aldım. Klinik araştırmalarda inanılmaz derecede bir belge işi ile uğraşmanız gerekiyor. Çünkü araştırmalardaki yetkili kurumlar olan etik kurullar ve Sağlık Bakanlığı’na, araştırma sırasındaki eylemlerinizi belirten belgeleri belli bir formatta iletmeniz gerekiyor. Stajyer olarak benim görevlerimden birisi bakanlığa ve etik kurullara gönderilecek bu çeşitli belgeleri hazırlamaktı. Buna ek olarak firmanın global merkezinden gelen ve araştırmada görev alacak personele ulaştırılması gereken büyük dosyaların hazırlanması ve merkezlere gönderilmesi de benim görevimdi. Bunun dışında elektronik veya basılı olan doküman takibi ve dokümantasyondan sorumluydum. Stajyer olarak diğer bir görevim ise biraz Farmakovijilans işi de içeriyordu diyebiliriz. Araştırma merkezlerinden günlük olarak gelen ve gönüllülerde meydana gelen advers etkilerin detaylıca anlatıldığı raporları etik kurullara sunulacak şekilde hazırlanmasından sorumluydum. Buna ek olarak Farmakovijilans departmanının Sağlık Bakanlığı’na yaptığı bu yan etki raporlarının bakanlık sisteminden çekilip firmanın globalde kullandığı bir sistemde elektronik dokümantasyonundan sorumluydum. Stajım süresince belge takibi, ofis ve mail dili, planlama, bilgisayar programlarını etkin bir şekilde kullanma ve İngilizce bilmenin endüstride ne kadar önemli olduğunu deneyimlemiş oldum. Çalışma saatlerimiz 09.00-17.00’ydi. Fakat çalışma saatlerimiz esnek olduğu için değişiklik gösterebiliyordu. Pandemi sebebi ile çoğu firma ve departmanın evden çalışmasına rağmen klinik araştırmalar olarak hibrit bir çalışma düzenimiz vardı. Böyle bir dönemde ofise gidebilmenin ve birlikte çalıştığınız insanlarla yüz yüze de görüşmüş olmanın çok büyük bir şans olduğunu ve adaptasyon sürecimi hızlandırdığını düşünüyorum. Çalışma ortamı olarak çalışan herkesin unvanı fark etmeksizin birbirine adı ile hitap etmesi ve yardım etmeye açık olması da staja kabul almadan önceki firma ve çalışma ortamı algısının değişmesine neden oldu. Buna ek olarak size bir stajyer olarak değil çalışma arkadaşı olarak yaklaşmaları da işinizi daha çok sahiplenmenizi ve sevmenizi sağlıyordu. Son olarak eczacıların oldukça fazla olduğu bu departmanda staj yapmayı kesinlikle öneriyorum. Diğer departmanlarda olduğu gibi klinik araştırmalarda da ileride çok daha fazla eczacının görev alması gerektiğini düşünüyorum.