top of page

Sevgi Yörüsün

1- Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

   Öncelikle ben memur bir ailenin çocuÄŸu olduÄŸum için çok fazla taşındım. Ä°ki senede bir veya üç senede bir ailemin tayini çıkıyordu. O yüzden farklı farklı okullarda okudum. En uzun süreli okuduÄŸum yer lise oldu. 4 sene Isparta Fen Lisesi’nde okuduktan sonra, iÅŸ alanının çok geniÅŸ olması ve kendi iÅŸini yapma özgürlüÄŸünün yanında endüstride de birçok alanda kendini geliÅŸtirebileceÄŸin bir alan olması sebebiyle eczacılığı tercih ettim. Aslında eczacılığı okurken daha sosyal bilim insanı olduÄŸumu ve sosyal bilim okusam daha mutlu olacağımı fark ettim.

Üniversite 4.sınıfta GlaxoSmithKline’da Medikal Ä°letiÅŸim Sorumlusu olarak yarı zamanlı bir pozisyonda çalışmaya baÅŸladım. Ä°ÅŸ tanımı olarak bölgesel medikal müdür ile tıbbi tanıtım temsilcisi arası, daha çok saha ziyaretleri yapan bir pozisyon olduÄŸunu söyleyebilirim. Haftanın 2,5-3 günü çalışıyordum. Daha çok tıp öÄŸrencilerini ve eczacılık öÄŸrencilerini dahil ettikleri bir programdı.

Adsız tasarım (1).jpg

Pazarlamada ne iÅŸ yapıldığını ve ürün müdürünün ne iÅŸ yaptığını burada görme fırsatı buldum. Açıkçası eczacılığa baÅŸladığımdan beri kesin bir hedefim yoktu ve bu süreç benim için deneysel oldu. Bu ÅŸekilde endüstriyi görmüÅŸ oldum ve ilaç sektörü, yapılan iÅŸler, dinamikler çok hoÅŸuma gitti. DiÄŸer taraftan eczane stajımı ve Çapa Tıp Fakültesi’nde de hastane stajımı yaptım. Benim için en ağır basan alan pazarlama oldu. Çok eÄŸlendim çünkü çok sosyal, insanlarla yakın iliÅŸkiler kurduÄŸunuz, pozisyon olarak birçok departmanla iletiÅŸimi gerektiren ve çok anlatıp çok öÄŸrendiÄŸiniz bir alan. Dolayısıyla beni çok çekti ve pazarlamayı daha derin öÄŸrenmek istedim. Bu vesileyle de Londra’da University of Roehampton’da bir sene ‘International Management with Marketing’ yüksek lisansı yaptım. MBA programlarının temel dersleriyle birlikte pazarlama ağırlıklı derslerin olduÄŸu bir programdı. Çok eÄŸlendim, eczacılıktan sonra bunları çalışıp okumak çok daha sosyal tarafımı beslediÄŸi için bana hiç de okul gibi gelmedi. Eczacılık bilim ile ilgili ve bu ekolle beraber bilim insanları yetiÅŸiyor ama diÄŸer taraftan sosyal bir bölüm okumak beni kiÅŸisel olarak da geliÅŸtirdi. 

2015 yılında Türkiye’ye döndükten sonra da Abdi Ä°brahim’de iÅŸe baÅŸladım ve hala bu ailenin bir parçasıyım. Åžu ana kadar farklı pozisyonlarda çalıştım. Management Trainee (MT) olarak iÅŸe baÅŸladım ve bir sene sahada Tıbbi Tanıtım Temsilcisi olarak çalıştım. Ardından bir sene Junior Ürün Müdürü olarak çalıştım ve daha sonra Ürün Müdürü olarak atandım. Abdi Ä°brahim’de çok farklı ekipleri gözlemleme ÅŸansım oldu ve ÅŸu anda 3. ekibimdeyim. Abdi Ä°brahim yaklaşık 4000 kiÅŸinin çalıştığı oldukça büyük bir firma, kendi içinde küçük ÅŸirketleri var gibi düÅŸünebilirsiniz. DiÄŸer yandan da farklı ÅŸeyleri tecrübe etmek için güzel bir ortam. Benim iÅŸe baÅŸlama hikayem bu ÅŸekildeydi.

 

2- Sizce endüstri eczacılığında departman tercihini neye göre yapmalıyız? Bize bir öneriniz var mı?

   Olay kiÅŸinin kendisini tanımasıyla baÅŸlıyor. Kendimden örnek verecek olursam, açık olmak gerekirse çok fazla prosedür ve kâğıt iÅŸleriyle uÄŸraÅŸmak beni sıkıyor. ÖrneÄŸin ruhsatlandırma departmanında çalışmak bana pek hitap etmiyor. Genel olarak insanlar içinde olmayı, dışarı çıkmayı, bir ÅŸeyler anlatmayı seven bir insanım. Bu yönüm nedeniyle pazarlama departmanında bulunmak bana daha uygun geldi. Bu departmanda sosyal becerilerin geliÅŸmesi gerekiyor. Ayrıca çok hızlı-dinamik bir atmosfere sahip bir departman. Birçok sorumluluÄŸu kısa zamanlarda konuları önceliklendirerek yerine getirmek gerekiyor. Çok fazla projeyi, çok fazla iÅŸi bir arada yürütmen gerekiyor. Ben çoÄŸunlukla bu dinamizmden besleniyorum. O yüzden departman seçiminin insanın kiÅŸiliÄŸine, neleri yapmayı sevdiÄŸine göre olması çok önemli. Mesela ‘Åžu an okulda hangi dersleri seviyorsunuz, nasıl iÅŸler yapıyorsunuz, ne kadar sosyalsiniz?’ bunlar çok önemli sorular. Sizin kulüp olarak oldukça aktif insanlar olduÄŸunuzu düÅŸünüyorum. Eczacıların yer alabileceÄŸi baÅŸka bir departman ise Medikal. Sektörde medikal müdür olarak çalışan eczacı arkadaÅŸlarım da var. EÄŸer bilimsel araÅŸtırmaları takip etmeyi seviyorsanız veya pazarlamaya medikal açıdan bakmak istiyorsanız bu departmanı seçebilirsiniz. Eczacıların çalışabileceÄŸi birçok alandan bahsedebiliriz. Benim departmanım da aynı ÅŸekilde, eÄŸer deÄŸiÅŸen dinamiklerden hoÅŸlanıyorsanız, insan iliÅŸkilerinizi iyiyse ya da sosyal olmak ilginizi çekiyorsa pazarlama departmanında yer alabilirsiniz. BaÅŸta da söylediÄŸim gibi burada önemli olan nokta kendinizi tanımanız. 

 

3- Yüksek lisans size neler kattı ve ÅŸirketlerin bu konuya bakış açısı nedir?

   KiÅŸisel görüÅŸümü paylaÅŸmam gerekirse kendi master sürecimin benim iÅŸe alınmamda majör sebep olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Master yapmak bana kiÅŸisel olarak çok ÅŸey kattı. Nasıl araÅŸtırma yapmam gerektiÄŸini daha çok masterda öÄŸrendim. Üniversitede öÄŸrendiÄŸim dersler sosyal zekamı veya bir ÅŸeyi arama bulma becerimi geliÅŸtiren ÅŸeyler deÄŸildi. Ben Ä°ngiltere'ye gittiÄŸimde iki gün ders olup üç günün boÅŸ olmasına ÅŸaşırmıştım mesela. Ama orada daha deÄŸiÅŸik bir eÄŸitim sistemi var. Kendi kendine okumanı, anlamanı bekleyen bir sistem var. Dolayısıyla master yapmak benim için ilgi alanlarıma karar verdiÄŸim, araÅŸtırma becerilerimi geliÅŸtirdiÄŸim, gündemi nasıl takip edeceÄŸimi öÄŸrendiÄŸim besleyici bir süreçti. Akademik geliÅŸimin yüksek lisans ya da doktora seviyesinde özel sektörde bir tercih sebebi olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Ama ilgi alanınız konusunda yüksek lisans veya doktora yapmak insanı çok geliÅŸtiriyor. Dolayısıyla ben bu konuya kendine yatırım yapmak ve bir yapılacaklar listesi tamamlamaktan ziyade kendini geliÅŸtirmek anlamında bakıyorum. 

‘Bana ne gibi katkıları oluyor?’ dersem. Öncelikle benim iÅŸimde bana çok yardımcı oluyor, deÄŸiÅŸik ÅŸeyler öÄŸrenmek ve görmek insanın ufkunu çok açıyor. Neyin ne zaman size yardım edeceÄŸini bilmiyorsunuz. Bence bu fırsatlara açık olmalı insan. Pazarlama tarafında ilerlemeyi düÅŸünüyorsanız bir pazarlama masterı bir MBA size çok faydalı olabilir. Ama kesinlikle ders programı ve hocalara öncesinde bakmanız lazım. Ben ÅŸurada yüksek lisans yapayım da yüksek lisans yapmış olayım diyerek yapmayın çünkü zaman çok kıymetli. Etrafta çok kirlilik var; bir çok spesifik pozisyonun geliÅŸim kursları, eÄŸitim programları... Bence bazı ÅŸeyleri sadece iÅŸe girme motivasyonuyla yapmayın. Ä°ÅŸe girdiÄŸinizde birçoÄŸunu zaman içinde öÄŸreneceksiniz zaten. Ben junior ürün müdürü olarak iÅŸe baÅŸladığımda bir ürün müdürü ne yapar bilmiyordum ama bu yolda öÄŸrendim. Dolayısıyla her ÅŸey için bir kursa veya programa katılmanıza gerek yok. Sadece size katkı saÄŸlayacağını düÅŸündüÄŸünüz, gerçekten merak ettiÄŸiniz ve kendinizi geliÅŸtireceÄŸinizi düÅŸündüÄŸünüz alanlarda tercih yapabilirsiniz.

 

4- Peki Londra'ya kabul edilme sürecinizden biraz bahsedebilir misiniz? Yurtdışında master yapabilmek için bizde ne gibi özelliklerin olması gerekiyor?

   Aslında ilginiz olması gerekiyor. Ben sizlerden çok daha ÅŸanslı bir ortamda Londra'ya gittim. Dolayısıyla maddiyat olarak karşılamak çok daha rahattı. Ben master yapmaya 4.sınıfa kadar karar vermedim ve çok da parlak bir öÄŸrenci deÄŸildim. 2.25 ortalama ile mezun oldum. Dolayısıyla Ä°ngiltere'de master yapmayı düÅŸünüyorsanız ya da böyle bir hedefiniz varsa ben geriye dönüp baktığımda eÄŸer master yapmaya karar vermiÅŸ olsaydım kesinlikle çok daha sıkı çalışırdım ve notlarımı çok daha yüksek tutardım. Çünkü senin mezun olma derecen orada hangi okula kabul aldığınla çok alakalı bir durum oluyor.  Ama ne gibi ÅŸeyler oluyor, örneÄŸin bazı referans mektupları isteniyor. ÖrneÄŸin ben bu mektupları okuldan Afife Hoca'dan ve GSK'de beraber çalıştığım bir yöneticiden de almıştım. Onun dışında bir motivasyon mektubu yazıyoruz. BaÅŸvuru için yardımcı olan bazı eÄŸitim konularında uzmanlaÅŸmış acenteler de var. Oralara baÅŸvurabiliyorsunuz, ek bir ücret almıyorlar, okullarla anlaÅŸmaları var genelde. Dolayısıyla bu ÅŸekilde baÅŸvurularınızı birkaç okula yaptıktan sonra kabul aldığınız okullar arasından tercih yapabiliyorsunuz.

 

5- Ä°ÅŸe alım sürecinde zorluklar yaÅŸadınız mı? Çünkü pazarlama birçok bölüm tarafından tercih edilen bir alan, mülakat üzerine önerilerinizi alabilir miyiz?

   Mülakatlar aslında tecrübe ettikçe kendi yönteminizi bulduÄŸunuz bir yer, mülakata ilk girdiÄŸimde ben biliyor muydumçok sanmıyorum çünkü Abdi Ä°brahim benim ilk görüÅŸtüÄŸüm ÅŸirketti. O yüzden çok fazla bir mülakat deneyimim, iÅŸe girmek için bir mücadelem olmadı ama bu konuda tecrübesiz olup ilk defa bir yere baÅŸvuracak olmak da çok normal, sonuçta sizi de ona göre deÄŸerlendirecekler ama ÅŸöyle bir ÅŸey önerebilirim: Yetkinlik temelli mülakat tekniklerini açıklayan bazı kitaplar var, sonuçta insan kaynakları da sizlere bu tarz mülakatlar yapıyor, bunlara bakabilirsiniz. Gerçi artık staja bile girmek oldukça zorlayıcı bir süreç. Bir de ÅŸöyle bir ÅŸey önerebilirim: STAR tekniÄŸi denilen bir teknik var. Sorulara cevap verirken cevapları daha önce yaÅŸadığınız olaylara, projelerinize, stajlarınıza uyarlayarak anlatmak. 

Ben nasıl bir mülakat zincirinden geçtim? Aslında ÅŸöyle, pazarlama için satış tecrübesini Abdi Ä°brahim çok önemsiyor ki bence de kesinlikle önemli mümessillik yapmak mümessil olarak çalışmak. Çünkü iÅŸin kökü oraya dayanıyor, çok büyük satış ekipleri var ilaç firmalarının ve bir ÅŸekilde onlarla uyum içinde çalışmanız gerekiyor. Dolayısıyla o ortamı iyi anlayabilmek için satış tecrübesi önemseniyor. Benim mülakat sürecimde bazı bireysel testler vardı, kiÅŸilik envanterleri vardı, onun dışında bir grup mülakatı vardı. Grup mülakatında bir vaka tartışıyorsunuz ve o vakada aslında sizin ekip çalışması yetkinliÄŸiniz, karşınızdakini nasıl ikna ettiÄŸiniz, orta yolu buluÅŸ biçiminiz ve kendinizi nasıl ifade ettiÄŸiniz gibi bu tarz konulara bakılıyor. Bence biraz tecrübe etmek lazım. Mesela benim önerebileceÄŸim ve oldukça besleyici bulduÄŸum: 101 Job Interview Questions You'll Never Fear Again. Yani özetle belli baÅŸlı soruların aslında neyi anlamak üzerine sorulduÄŸunuzu bilmek faydalı olacaktır.

 

6- Pazarlama deyince daha çok satış mümessilleri akla geliyor. Peki ürün müdürü ile satış mümessili arasında bir fark var mı? Åžu anda siz de sahada çalışıyor musunuz?

   Aslında her firma ürün müdürü ya da pazarlama ekibi alımı için saha tecrübesi aramıyor. Ama mesela Abdi Ä°brahim’de bu bir zorunluluk ve ÅŸu anda hali hazırda Abdi Ä°brahim’in kendi ürün müdürünü yetiÅŸtirme programı var. Uzun bir süredir devam ediyor. Bu iÅŸte MT olarak baÅŸladığınız zaman bir sene sahayı tecrübe etmeniz bekleniyor, dolayısıyla aynı bir mümessil gibi, satış hedeflerini realize ederek çalışıyorsunuz. Okuldan daha sert bir ortam, daha giriÅŸken olmanız gerekiyor. Mümessillik yapmak bana ÅŸunu kattı: Ben çok steril bir ortamda büyümüÅŸtüm, açıkçası çok mücadele içinde ve çok tutup koparmalı bir hayatım olmamıştı. Biraz fanusumdan çıktıktan sonra bu iÅŸi yapmak bana biraz ağır geldi. Çünkü bir noktada insanlarla öyle bir iletiÅŸim kurman gerekiyor ki gidip bir ürünü bir eczaneye satman gerekiyor. Bazen o satın alma nedenini senin yaratman gerekiyor. Ä°yi iliÅŸkiler kurman, kendini sevdirmen, bazen çok iyi tanıtım yapman gerekiyor ama bu kesinlikle insan iliÅŸkilerini çok geliÅŸtirici bir ÅŸey o yüzden ben faydalı buluyorum. Bir de ‘Mümessil olmak nasıl olur? Ben eczacıyım.’ gibi bir algı da oluyor bir eczacı olarak. Åžu anda ‘Çok ÅŸey öÄŸrendim. Ä°yi ki yapmışım.’ diyorum. 

DiÄŸer taraftan pazarlama çok farklı. Ürün müdürlüÄŸü çok daha stratejik bir pozisyon. Bir ürün müdürü ürünün pazarlama planından ve bu planların uygulanmasından sorumludur. Pazarlama planı ise bu pazarın analizinden rakiplerin analizine kadar öÄŸrenip buna göre bir çıkarım yapıp aksiyon planı hazırladığınız ve bunları projelendirdiÄŸiniz, sene boyunca da bunları yürüttüÄŸünüz bir pozisyon. Bunun yanında ek birçok sorumlulukları da olabiliyor ama ana hatlarıyla ürün müdürlüÄŸü bu ÅŸekilde.  Tabi saha ekibi ile mümessillerle çok koordineli çalışıyorsunuz, en nihayetinde mümessillerin kullandığı ürünler sizin elinizden çıkmış ürünler oluyor. Pazarlamacılar olarak sık sık sahaya çıkıyoruz. Sahaya ilk olarak ‘Yarattığınız, uyguladığınız strateji, ortaya çıkan materyaller sahada kullanılıyor mu?’ ya da ‘Rahat kullanım saÄŸlanıyor mu, ekip konforlu mu, mutlu mu?’ diye bakmak için sahaya çıkarsınız, ikili ziyaretler yapabilirsiniz. Onun dışında fikir liderleri ile hocalarla çok çalışıyoruz. Fikir liderleri ziyaretleri, pazarlama planınıza girdi saÄŸlamak için saha ziyaretleri, pazarı anlamak için saha ziyaretleri yapıyorsunuz.

 

7- ÖÄŸrencilik hayatınıza tekrardan dönseydiniz deÄŸiÅŸtirmek istediÄŸiniz veya piÅŸmanlık duyduÄŸunuz ÅŸeyler var mı?

   GeçmiÅŸe yönelik pek piÅŸmanlığım yok ama mastera gitmeye daha önce karar vermiÅŸ olmak isterdim, ve ortalamamın daha yüksek olması için çalışırdım ve biraz daha iÅŸin bilinci ile okula devam etmeyi isterdim ki bu da bana çok daha iyi bir üniversitede, daha prestijli bir üniversitede master yapma imkanı saÄŸlayabilirdi. Bir diÄŸer konu ise stajlar. Stajlar bize network kazandırdığı için belki biraz daha staj deneyimim olması için çabalayabilirdim.

 

8- Bize bir iÅŸ gününüzü anlatabilir misiniz?

   Ä°ÅŸ günlerim birbirlerine göre çok farklılık gösteriyor. Herkesin yaptığı iÅŸ biraz portföyüne, dinamiklerine, nasıl projeler yaptığına, grubun enerjisine ve iÅŸ yapış ÅŸekillerine göre deÄŸiÅŸiklik gösteriyor ama temel olarak bizim iÅŸlerimiz çok planlıdır: Toplantılar, ne zaman neyin olacağı, bütün bir senenin ajandası, ona göre çıkardığımız bazı son teslim tarihleri. Her günüm farklı geçebiliyor. ÖrneÄŸin bir gün bir fikir liderini ziyaret edip ardından saha ekibi ile çalışmaya devam edebiliyorum. Bazen bir makale hazırlığı içerisindeyken beraber çalıştığım kreatif ajanslarla toplantılarım olabiliyor. Grafik ekibimizle bazı görselleri, iletiÅŸim materyallerini yaratmak için vakit geçiriyoruz. Beraber çalıştığım junior ürün müdürü arkadaşımın geliÅŸimine vakit ayırdığım zamanlar oluyor. Åžu süreçte Covid bizim iÅŸ yapış biçimimizi fazlasıyla deÄŸiÅŸtirdi. Dolayısıyla günlük rutinimiz de deÄŸiÅŸti. Sürekli olarak bilgisayar karşısında konuÅŸmak bizim için doÄŸal bir durum haline geldi. DiÄŸer yandan toplantı sayıları arttı. Ä°laç sektöründe doktorlarla toplantılar, organizasyonlar tarzı etkinlikleri çok sık yapıyoruz. Bunların hepsi artık dijital platformlara taşındı. DediÄŸim gibi alandan alana deÄŸiÅŸiyor.

Ben daha önce akut pazarlarda bir NSAÄ°D’den ve kadın doÄŸum branşında bazı demir preparatlarından sorumlu olarak çalıştım. Åžu anda Parkinson’un baÅŸlangıç evresinden ileri evresine kadar 4 tane portfolyo ürününden sorumluyum. Satışı ve pazarlaması ile uÄŸraÅŸtığımız lisanslı ürünlerimizden biri, bir Ä°ngiliz firmasına ait. GeçtiÄŸimiz sene itibari ile Ä°ngiliz partnerlerimizle de çok yakından çalışmaya baÅŸladık. Dolayısıyla global planların Türkiye dinamiklerine nasıl adapte edeceÄŸimiz, projeleri nasıl yürüteceÄŸimiz konularında onlarla toplantılarımız oluyor. Genel müdür sunumları, performans takibi bunlar çok çok hazırlandığımız sunumlar. Bir ürün müdürünün ayda 2-3 günü sunum hazırlamakla geçiyordur diye düÅŸünüyorum. 

Çok fazla ÅŸey var aslında. BaÅŸka ne örnek verebilirim? Bu sene biz dijital tarafta da biraz varlık kazanmak istedik. Parkinson üzerine sosyal medya hesapları ve bir hasta aplikasyonu oluÅŸturduk. Parkinson kronik bir hastalık ve Türkiye’de 150 bine yakın hasta var. Bu nedenle kronik alanlarda hasta odaklı iÅŸler daha önemli hale geliyor. ‘Hastalar için daha iyi ne yapabiliriz, onlara nasıl bir fayda sunabilir, nasıl deÄŸer katabiliriz?’ zamanımız bunları düÅŸünerek geçiyor. Tedavisi olmayan, sadece semptomatik tedavisi olan bir hastalık. Dolayısıyla fiziksel egzersiz ve diÄŸer terapiler onların hayatını olumlu yönde etkiliyor. Bir taraftan hekimlere projeler hazırlayarak pazar payını arttırmaya yönelik iÅŸler yaparken diÄŸer taraftan da hasta odaklı iÅŸler yapıyoruz. Bu gibi iÅŸlerle günümüz geçiyor.

 

9- Çalıştığınız ÅŸirketin yurtdışı olanakları nelerdir? Ä°ÅŸ hayatınızda yurtdışına gitme fırsatınız oluyor mu?

   Bu departmandan departmana hatta pazarlama açısından üründen ürüne bile deÄŸiÅŸebilen bir durum. Abdi Ä°brahim’de bununla ilgili birçok fırsat var. Mesela çalıştığım ürünlerden biri (apomorfin) bana yurtdışı ile beraber çalışma imkanı veriyor. Ocak ayında ürünün lansmanına hazırlanırken bir eÄŸitim için Ä°ngiltere’ye gittim. Daha sonra bir danışma kurulu için oraya giden hekimlere eÅŸlik ettim. Åžu an içinde bulunduÄŸumuz pandemi döneminde imkansız dahi olsa, bu gibi eÄŸitim ve kongreler için yurtdışına gitme fırsatlarımız oluyor. Pazarlama departmanının yurtdışı seyahati açısından biraz daha ÅŸanslı bir departman olduÄŸunu da söylemem gerekir.

Ayrıca bu durum biraz da yabancı dil bilginizi daha da önemli hale getiriyor. Size tavsiyem ne yapıp edin, Ä°ngilizcenizi mutlaka geliÅŸtirin. Ä°ngilizceniz çok iyi olsun. Mesela Abdi Ä°brahim’i örnek vereyim. Birçok referans ürün ve jenerik ürün bulunuyor. Bir yandan yurtdışı baÄŸlantılı bir görevin varsa ve yurtdışından insanlarla beraber iÅŸ yapman gereken bir pozisyonsa, doÄŸal olarak Ä°ngilizce konusunda yetkin olmalısın. ÖÄŸrencilik yıllarında buna zaman ve kaynak ayırmanız gelecekte sizi ön plana taşıyacaktır.

 

10- Ä°laç endüstrisinde çalışırken en çok zorlandığınız anlar nelerdi?

   Sahaya çıktıktan sonra ise eczaneye gidip kendimi tanıtmak, iÅŸe yeni baÅŸladığımı anlatmak, çalıştığım ürünleri anlatmak çok zor gelmiÅŸti. Çünkü çok deÄŸiÅŸik insanlarla karşılaşıyorsunuz. Sizler de eczane stajlarınızda görmüÅŸsünüzdür zaten; kalfalar, diÄŸer mümessiller ve gelip giden farklı farklı insanlar. Benim dünyamdan çok farklıydı. Ben memur çocuÄŸuyum, düzenli bir ÅŸekilde okuluma gidip gelmiÅŸim, mezun olmuÅŸum ve birden böyle sokaÄŸa çıkıyorsun. Orada bambaÅŸka tecrübeleri ve hayatları olan insanlarla ortak bir çizgi bulmaya çalışıyorsun. Bu enteresan bir tecrübeydi. Bir yandan da satış yapman gerekiyor. Stajdaki veya okulundaki gibi aile ve arkadaÅŸ desteÄŸin yok. Çalışmaya baÅŸlama duygusu biraz daha deÄŸiÅŸik bence. Ortaokuldan liseye geçince çok farklı gelirdi ya veya liseden üniversiteye geçince “Çok zormuÅŸ.” derdik. Ä°ÅŸ hayatına geçince de bence öyle bir zorlanma oluyor. Ama bu da bir adaptasyon meselesi. Dolayısıyla insan adapte oluyor. 

Ä°laç satmakta gerçekten zorlandım. Hatta 3-4 ay boyunca bu iÅŸi yapamayacağım, acaba eczane mi açsam diye düÅŸündüm. Ama zorlana zorlana siz de bambaÅŸka bir insan olarak devam ediyorsunuz. Özgüveniniz geliÅŸiyor. Ä°nsanlarla iletiÅŸim kurmayı öÄŸreniyorsunuz. En son artık “Ben buradan sipariÅŸ almadan çıkmayacağım.” durumuna bir senede geliyorsunuz. Süreç bunu size öÄŸretiyor.

 

11- Peki sizce eczacılar gelecekte ilaç endüstrisinde iÅŸ bulma sorunu yaÅŸayacak mı? Bu konudaki düÅŸünceleriniz neler?

   YaÅŸayacağını tahmin ediyorum çünkü ÅŸu an bildiÄŸiniz gibi istediÄŸiniz yere eczane açamama gibi bir durum söz konusu. Bu durumun getirdiÄŸi sonuçlarla beraber daha fazla endüstriye yönelim var ve ilerde iÅŸe girmek daha da zorlaÅŸabilir. Zaten güncel olarak baktığımızda ÅŸu anda kolay olduÄŸu söylenemez ki bence eczacılar ilaç endüstrisinde çok daha fazla rol almalı. Böyle bir durumun söz konusu olması eczacıların ilaç sektörünü çok daha fazla domine etmesini saÄŸlayacaktır. Bu da bizim için olumlu bir geliÅŸme. Bununla beraber ben sektörde artık network’ün daha önemli olduÄŸunu hissetmeye baÅŸladım. Açıkçası ÅŸu an ne iÅŸ yapıyorsan ol iÅŸsizlik ve iÅŸ bulma konusu epey bir mesele ama ben ÅŸuna inanıyorum bir ÅŸekilde bir hedefin olduktan sonra, ben bunu yapacağım deyip onun için çok çalıştıktan sonra, bunun karşısında bir engelin durabileceÄŸini düÅŸünmüyorum. Åžimdiye kadar olan tecrübem de ÅŸunu gösteriyor ki bir ÅŸeyi kafaya koyuyorsan ve onun için elinden geleni yapıyorsan bence mesele yok. Birazda istediÄŸin ÅŸeyler karşısında olaylara ‘Bu iÅŸin sonucu ne olursa olsun senden daha fazla çalışmış kimse olmasın.’ ÅŸeklinde yaklaÅŸmak lazım diye düÅŸünüyorum. Ben bu ÅŸekilde yaparak daha rahat oluyorum ve genelde benim kendi kıyas noktam bu oluyor. Dolayısıyla bence çok çalışmak ve çok ilgili olmak lazım ve network’ünde bu konuda dediÄŸim gibi çok önemli olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Fırsat buldukça insanlarla tanışın, aktivitelere katılın. Bence bu durumda kendinizi biraz da geleceÄŸe hazırladıktan sonra açıkçası kimse için iÅŸ bulmanın çok zor olacağını düÅŸünmüyorum ama tabi ki bunun için hiçbir çaba sarf etmeyip bunun için tecrübe edinmeyip son saniyede ben ÅŸuraya gireyim mantığıyla hareket ederseniz iÅŸ bulma konusunda zorluk çekebilirsiniz.

 

12- Biyoteknoloji, yapay zeka, sürdürülebilirlik gibi alanlara ilginiz var mı? 

   Aslında biyoteknoloji çok ilgilendiÄŸim bir alan deÄŸil. Daha çok insan davranışları ve psikolojisine yönelik çalışmalar ilgimi çekiyor. Tüketim alışkanlıkları, seçim yapma, karar verme gibi eylemlere bu duygunun etkisi merak ettiÄŸim kısımlar. Yani iÅŸin daha çok magazinsel ve pazarlamasal kısmı ilgi alanıma giriyor. Ama tabi ki yapay zeka da çok ileriye gidecek bir konu, bu konuda ilginiz varsa peÅŸini bırakmamanızı tavsiye ederim.

 

13- Bize 1 kitap, 1 film veya 1 dizi önerebilir misiniz?

    Kitap olarak You’ll Never Fear Again ve First 90 Days, dizi olarak da Netflix’ten Explained ve Art of Design önerebilirim.

bottom of page