top of page

CANSU GÖKTEN

1)Kendinizden bahseder misiniz? Adım Cansu. 1995 yılında Aydın’da doğdum. Başarılı bir ilköğretim hayatı sonrasında iyi bir liseye

gittim. Aydın’daki en iyi Anadolu Liselerinden birinden mezun oldum. Hedeflerim arasında eczacılık yoktu. Mühendislik de düşünmüyordum fakat tıp ya da diş hekimliği okumayı istiyordum. Puanlarım geldiğinde çok da hayal ettiğim gibi olmadığını fark ettim. Tıp veya diş hekimliği için bir yıl daha sınava hazırlanmak mı istiyordum yoksa başka meslekler de bana cazip gelebilir miydi? derken eczacılığı araştırmaya başladım. En yakın arkadaşımın annesi ve babası eczacıydı. Başka bir arkadaşımın anne ve babası diş hekimi ve doktordu. Onlarla yaptığım fikir alışverişi sonucu eczacı olabileceğime karar verdim. Sadece eczanede değil bir çok alanda çalışma imkanı olduğu için bana diş hekimliği ve tıptan daha fazla iş olanağı sunabileceğini fark ettim. Birçok eczacılık fakültesi öğrencisi yalnızca eczane açmaktan haberdar oluyor ve fakülteye yeterince vizyon sahibi olarak gelmiyor. Ancak ben farklı seçenekler olduğunu da bilerek bu fakülteye geldim. Aydın’da yaşadığım için ailem İzmir’i tercih etmemi istiyordu fakat endüstride çalışmak istediğim için staj imkanı açısından İstanbul’un daha avantajlı olduğunu düşünüyordum. Tüm umduklarımı da İstanbul’da buldum. İstanbul Üniversitesi bana çok fazla imkan sundu. Okulumuz kulübü IUPSAint vasıtasıyla yurtdışında SEP staj imkanı buldum. Eğitim hayatımda hem okulum hem de şehir bana çok fazla şey kattı. 2)Okulunuzda aktif bir öğrenci miydiniz? Aslında bu göreceli bir soru. Derslere çok fazla katılım sağlayan biri değildim, devamsızlık yapıyordum. Bizde devam zorunluluğu yoktu, daha çok tercihe bağlıydı. Bende tercih ettiğim derslere daha aktif katılırken diğer derslere yeterince katılım sağlamıyordum. Labları çok severdim, çok güzel geçiyordu, hakikaten keyifliydi. Oralarda aktiftim. Onun dışında ilk yıl tiyatro kulübünde yer aldım. Daha sonraki yıl ISPE’de genel sekreterlik görevim oldu. Ardından başkan yardımcısı olarak görev aldım. O sebeple ISPE’nin yaptığı etkinlikleri hala takip ediyorum ve şu beni çok mutlu ediyor. Bizim dönemimizde herkes eczane açmaya çok kanalizeydi, mezun olduktan sonra sanki tek bir seçenek var ve onu yapmak zorundalarmış gibi davranıyorlardı. Dolayısı ile biz etkinliklerimize katılımcı bulmakta zorlanıyorduk. Firma gezileri düzenliyorduk, sektörün önde gelen isimlerini davet ediyorduk fakat yeterli ilgiyi görmüyorduk. Bu sebeple zamanla verimsizleşiyorduk. Şu an yaptığınız etkinliklere olan ilgiyi, katılımı görünce çok mutlu oluyorum. Kısaca aktiftim diyebilirim, en azından çabaladım. Dediğim gibi IUPSAint ile de staj fırsatı yakaladım. Bu da kısıtlı bir kısma sunulan bir şanstı. Başvuru yapıyordun daha sonrasında olumlu ve ya olumsuz bir dönüş oluyordu. Yani biraz çabalamak gerekiyordu ve ben çabalayanlardandım. 3)Endüstri eczacısı olmaya ne zaman karar verdiniz? Üniversitede karar verdim. İlk başlarda eczane açıp açmama konusunda çok emin değildim çünkü çevrenizden gördükleriniz, duyduklarınız sizin fikirlerinizi değiştirebiliyor. Mezun olana kadar bir takım fikir ayrılıkları yaşıyorsunuz. Ama ben hep daha çok endüstride çalışmak istediğimi düşünüyordum. Çünkü 4. sınıfta (sizlere şuan 4. Sınıf geç gibi gelebilir ama ben yoğun bir çaba sonucu 4. Sınıfta uzun dönem staj fırsatı yakalamıştım) Johnson & Johnson’da bir yıl farmakovijilans departmanında elde ettiğim staj fırsatı dolayısıyla oranın havasını kokladım ve istediğimin de bu olduğuna karar verdim. Eczane eczacılığı da çok güzel tabi ki, kendinizi geliştirdiğiniz sürece her şey güzel. Ben durağan bir insan değilim, sürekli öğrenmek, araştırmak, keşfetmek, insanlarla sürekli iletişim halinde olmak istiyorum. İletişime çok açık biriyim yani. Firmada da bu çok mümkün. Arkadaş çevreniz olsun ve diğer departmanlarla sürekli iletişim halindesiniz. Siz onlara bir şeyler katıyorsunuz aynı zamanda onlardan da bir şeyler öğreniyorsunuz, karşılıklı bir fikir alışverişi var sürekli. Eczanede böyle bir ortamı yakalayabilir miydim, tam olarak emin değilim. 4) Şimdi üniversite yıllarına dönseniz neyi farklı yapardınız? Bu konuda bize önerileriniz var mı? Açıkçası çok klişe bir önerim olacak. Çok fazla duymuşsunuzdur bu öneriyi. Eğer geriye dönebilseydim dilimi geliştirme konusunda daha fazla gayret gösterirdim. Özellikle İngilizce anlamında çok daha fazla şey yapardım. İmkanınız varsa yurtdışına dil okulu için gidebilirsiniz. Eğer imkanınız yoksa da, şuan da teknolojinin geliştiği bir çağdayız ve her şey elimizin altında. Bundan faydalanabilirsiniz. Ben mesela hala daha internet üzerinden İngilizce dersleri alıyorum. Bu şekilde online olarak da yapılacak çok şey var. Haftada en azından 1 saatinizi bu gibi uygulamalara ayırırsanız fark gerçekten çok büyük olacaktır. Ben üniversite yıllarımda İngilizce konusuna çok geç başladım. 4.sınıfta bir konuşma kulübüne girmiştim. Güzeldi ama 4. Sınıf bunun için biraz geç bir dönemdi daha erken başlamayı isterdim. Ben 2013 yasasına tabii olduğumu biliyordum yani mezun olunca eczane açmamın zor olacağını biliyordum. Bu nedenle eğer endüstride yer almak istiyorsam dilimi geliştirmek zorunda olduğumun fazlasıyla farkındaydım. O yüzden daha çok çabalayabilirdim bence. Kısacası İngilizce eğitime çok önem vermelisiniz. 5)Çalıştığınız firma hakkında bilgi verebilir misiniz? AbbVie’de çalışıyorum. Bir biyofarmasötik şirketi. Bu yıl Allergan’ı aldık ve biraz daha büyüdük. Firmamız daha çok spesifik hastalıklar üzerine çalışıyor. 2013 yılında Abbott’tan ayrılarak kurulmuş global bir Amerikan şirketi. Çok farklı ülkelerde ve pozisyonlarda çalışma imkanı sağlayan bir kurum. Türkiye’de eczacıların çalışabileceği klinik araştırmalar ve farmakovijilans gibi departmanlarımız da bulunuyor. Birçok fırsat bulabileceğiniz ve bu yolda ilerleyebileceğiniz bir gelecek sunan bir firmada çalışıyorum. Üretim şu anda Türkiye’de bulunmuyor ama gelecekte bu değişebilir. Sizler de sektörde öncü bir firma olan AbbVie’de staj imkanları bulabilirsiniz. Pandemi döneminde olanaklar daha kısıtlı olsa da gelecek dönemlerde staj imkanınız da artacaktır. 6) Endüstride eczacı olarak zorlandığınız zamanlar oldu mu? Şöyle bir şey var; bazı firmalarda eczacılara olan bakış açısında, eczacı çok durmaz gider, eczanesini açar, zorlandığı zaman çok kalmaz gibi bir düşünce olabiliyor. Bence bu bir önyargı. Zamanında çok fazla örnekleri yaşanmış ve bu yüzden bir parça haklı olabilirler ama zaman çok değişti. Ben bunun bizim için bir olumsuzluk yarattığını düşünüyorum ama yıkılamayacak bir olumsuzluk değil. Sektör bizi artık daha çok görmeye başladı. Her eczacı eczane açar mantığı artık yavaş yavaş yıkılıyor. Ne kadar endüstride kalmak istediğimizi, buranın bizim alanımız olduğunu, ilaç firmalarında yer almaktan mutluluk duyduğumuzu ve burada yer alırken de diğer sektörlerle çalışabileceğimizi göstermemiz gerekiyor bence. Bunu bizler kıracağız. Bu bizim elimizde olan bir şey. Bir de şöyle bir durum daha var: Genel olarak eczacılık fakültelerindeki dil eğitimi çok iyi değil. Hazırlık eğitimi zaten çok fazla üniversitede yok. O yüzden İngilizce konusunda biraz daha geride başladığımızı düşünüyorum ancak üstesinden gelinemeyecek bir sorun değil. 7)Sizce endüstri eczacısı olabilmek için kazanmamız gereken yetkinlikler nelerdir? Bence iletişim becerileriniz gelişmiş olmalı, ekip çalışmasına yatkın olmalısınız çünkü artık bireysellikten ziyade ekip çalışmasına önem verildiğini düşünüyorum. Kendini ön plana atmaktansa ekipçe bir şeyler yapıp öne çıkmak daha kıymetli. Sektörde biraz fedakârlık yapmak gerekiyor. Bazı zamanlar mesaiye kalmaktan gocunmamak gerekiyor. 2 saat fazladan mesai yapıp güzel bir iş ortaya koymak için uğraşabilmelisiniz. Zaman yönetimi de çok önemli ve tabi ki dil becerilerini de geliştirmeniz lazım. 8)Çeşitli alanlarda staj yapmışsınız, sizce bunun avantajları nelerdir? Ben ilk olarak hastane stajı yaptım, hastaneyi görmek istiyordum. Hastaneden sonra eczane stajı yaptım, eczaneyi de gördüm. Daha sonra IUPSAint’in SEP Programı ile Romanya’ya gittim ve interSEP yaptım. Romanya’da iki farklı şehri görme fırsatı buldum interSEP ile. İlk olarak Bükreşe’e gitmiştim. Bükreş’te Farmakognozi laboratuvarında staj yaptım. Sonra başka bir şehre, Cluj’a geçtim ve orada da hastane stajı yaptım. Romanya’da çok farklı ülkeden çok farklı insanlar tanıdım ve bana gerçekten vizyon kattılar. “Amerika’daki eczacılık nasıl, Polonya’daki arkadaşlar ne yapıyorlar, sektörde mi kalmak istiyorlar, endüstri mi daha iyi, akademisyenlik nasıl?” hepsiyle iletişim kurarak eczacılığın global bir meslek olduğunu fark ettim. Eczacı olarak nereye giderseniz gidin gereklilikleri tamamladığınız sürece denklik alabilirsiniz, kapılar size hep açık. Orada fark ettiğim şeylerden birisi de insanların çok güzel İngilizce konuştuğuydu. Bunun için bir şeyler yapabilirsiniz, hiç geç kalmış değilsiniz. Belki SEP ile staj fırsatı bulursanız, sizin için çok güzel olabilir diye düşünüyorum. Arkadaşlıklar, farklı deneyimler, farklı kültürler görmek bence insana çok güzel şeyler katıyor. Johnson’daki stajıma gelecek olursak Johnson & Johnson’da ilaç bölümü Janssen olarak geçiyor. Farmakovijilans’a bağlı bir yıl aktif olarak çalıştım. Çok öğreticiydi ve ilk firma deneyimimdi. Firma hakkında bana çok fazla fikir verdi. Farmakovijilans’ı az çok biliyordum ve bana ilgi çekici geliyordu. Durağan bir iş yapmıyorsunuz. Sürekli yeni hikayeler, yeni olaylar görebiliyorsunuz. Olaylara farklı bakış açıları ile bakabiliyorsunuz. Verileri kayıt altında tutarken çok titiz ve dikkatli olmanız lazım. Bu departmanda staj deneyimi bana çok fazla şey kattı. Ben daha düzenli, daha dikkatli, daha dakik olmayı, ekip çalışmasını öğrendim. ‘Firmada nasıl olunur, eczacıya nasıl bakılır?’ onu öğrendim. Bu yüzden bir yıl uzun dönem stajım çok verimli geçti. 1 aylık kısa dönem stajlarda alıştım derken gidiyorsunuz ama bir yılda ‘Ben daha fazla ne öğrenebilirim, ne yapabilirim, bana ne verebilirsiniz?’ diye sorguluyorsunuz. Bu yüzden stajlarınızın uzun soluklu olmasını tavsiye ederim. Bir aylık stajlardan ziyade kışın kendinizden vakit ayırarak, derslerinizden vakit ayırarak uzun dönem bir stajı eğitim hayatınızdaki CV’nize sığdırın. 9)İşe alım süresince yaşadığınız zorluklar oldu mu? Ben ilk olarak Neutec firmasında ruhsatlandırma departmanında işe başlamıştım. Herhangi bir zorluk yaşamadım. Lokal bir firmada yer almak global firmaya göre daha kolay oluyor. Sonra firmanın ve departmanın bana göre olmadığına karar verdim. Global bir firmada yer almak ve o havayı solumak istiyordum. Sonra AbbVie’de bir iş fırsatı doğdu ve benim de görüşmelere katılma imkanım oldu. Yaşadığım tek zorluk, İngilizce konusundaydı. Yabancı dil olduğu için heyecanlanabiliyorsunuz bir noktada. Global bir firma olması, görüşme esnasında birebir İngilizce mülakat olması sektöre yeni adım atmış biri olarak benim için zorlayıcı olmuştu. Heyecandan bildiğinizi unuttuğunuz anlar olur. O anlardan biriydi benim için. Yeterince kendimi ifade edemediğimi düşünmüştüm. Şimdi düşünüyorum da eğer geriye dönebilseydim kendimi çok daha iyi ifade edebilirdim. 10)Hangi departmanda çalışmak istediğinize nasıl karar verdiniz? Öncelikle ben meraklı ve detaycı bir yapıya sahibim. Ev arkadaşım da eczacıydı ve farmakovijilans departmanında çalışıyordu. Diğer departmanları görme fırsatım olmamıştı ama araştırmalarımla hangi departman ne yapıyor az çok fikir sahibi olmuştum. İsmini hatırlamadığım İngilizce bir kitaba sahiptim ve bu kitapta departmanların neler yaptığı, çalışanların nasıl görevler edindiği yazıyordu. Farmakovijilansın gerçekten heyecan verici olduğunu gördüm. Yaptığım işten çok memnunum. Zaten iki yıllık bir deneyime sahip olduğum için artık departman değiştirmekten çok nasıl kendi bilgi birikimime daha fazla şey katıp ilerleyebilirim düşüncesine kanalize oluyor insan. O yüzden şu anda farmakovijilansta ilerlemeyi düşünüyorum ama zaman ne gösterir bilinmez çünkü keskin çizgiler yok ve bizim firmamız departmanlar arası geçişe çok açık. Siz de bunu göreceksiniz, hayatımın kararını veriyorum ve bu departmanda ilelebet devam edeceğim gibi düşünmeyin. Ben mesela ruhsatlandırmada başladım ve farmakovijilansa geçtim ve belki tekrardan bir departman değişikliği olabilir. O yüzden bu bence yaşadıkça göreceğimiz bir süreç. 11)Bir departmandan diğerine geçiş kararını nasıl aldınız ve sebebi neydi? Ben ruhsatlandırmadan geçtim. Sebebi; ruhsatlandırma departmanında çok fazla evrak işi vardı ve bakanlık ile çok fazla yazışma oluyordu . Çalıştığım firma jenerik ilaç fabrikası olduğu için yazışmalar bir süre sonra birbirine benzer hale gelmişti. Ben bu monotonluğu sevemedim açıkçası. Daha fazla yenilikçi fikir üretebileceğim, daha fazla olaya dahil olabileceğim, kendimi yinelemeden yeni şeyler katabileceğim bir alanda çalışmak istemiştim. Yaklaşık 4 ay sonra da ruhsatlandırma departmanından ayrıldım. 12)Sizce şu an endüstri alanında yeterli sayıda eczacı çalışıyor mu? Sektörde eczacı açığı var mı? Yeterli sayıda mıdır bilmiyorum ama benim çevremde oldukça eczacı var. Ama düşündüğümde daha fazla eczacının yer alabileceğini görüyorum ben. Hala sektör buna aç, doymuş durumda değil. Çok fazla kimya mühendisine denk geliyorum ilaç sektöründe aslına bakarsanız eczacıların çalışabileceği daha fazla alan var ama sayılara baktığımızda doğru orantı göremiyorum. Eczacı olarak birçok departmanda yer alabilirsiniz, önünüzde hiçbir engel yok. Mesela farmakovijilans departmanında sadece eczacı ve doktorlar yer alabiliyor. Bu alan bizlere ayrılmış durumda ve bunu değerlendirebiliriz. Orada yer aldıktan sonra diğer departmanlara geçiş yapabilir farklı yönetim kademelerinde de etkin rol alabiliriz. Aldığımız eğitim ve bilgi birikimimiz endüstride çalışmaya çok uygun. Bence ilerleyen zamanlarda sektör daha çok eczacı görecek. 13)Çalıştığınız bölümün sizi çeken ve sevdiğiniz tarafları neler? Yenilikçi olmasını seviyorum. Durağan değil, sürekli kendime bir şeyler katabiliyorum. Dediğim gibi meraklı ve detaycı biriyim. Bana bu özelliklerimin başarı getirdiğine inanıyorum. Gün içinde aktif olarak takip ettiğimiz web siteleri oluyor. FDA’in ve EMA’nın sitelerine bakıyoruz. Bu sayede sürekli yeniliklerden haberdar oluyoruz. Kendi ilaçlarımız için takip ettiğimiz ve bakanlığın zorunlu kıldığı siteler var bu sayede diğer firmaların ilaçlarını da görme imkanı buluyoruz. Bunlara bakarken gündemden ve dünyadan haberdar oluyoruz. “Bakın böyle bir şey var, FDA bunu onaylamış.” diyoruz. Bence sürekli aktif bir haldeyiz. Haftalık literatür taramalarımız var. Literatür taramasından sizin ilacınızla ilgili bir olay çıksın veya çıkmasın, onu okurken başka şeyler hakkında fikir sahibi oluyorsunuz. Bence çok gelişime açık bir alan. Araştırmayı ve okumayı seviyorsanız ben çok faydalı olduğunu düşünüyorum. 14) Kitap ve film tavsiyeniz var mı? Film: Olağan Şüpheliler Kitap: Kör Baykuş 15) Çalıştığınız şirket ve departmanın yurt dışı olanakları nelerdir? AbbVie global bir şirket olduğu için farklı ülkelerde ofisleri mevcut, iş başvuruları yapılabiliyor. Mesela bizim işe alım sürecimizde yurtdışı pozisyonlarına ne kadar uygunsunuz? kısmının olduğu yerde: Yurtdışı pozisyonlara açık mısınız? Kısa süreli mi? Uzun süreli mi? Hangi ülkeler? şeklinde bir takım sorular olur. Ben şu an yurtdışında görev almayı düşünmüyorum ama şirketimizden yurtdışından görev alan kişiler var. Benim isteğim Türkiye’de kalmak yönünde ama dediğim gibi isteğiniz doğrultusunda değişiyor. Yurtdışında yaşama planınız varsa lokal bir firmada değil de global çok ayaklı bir firmada çalışmanızı öneririm kapılar çok daha kolay açılacaktır. 16)Sektördeki şirketlerin akademik başarıya bakış açıları nasıldır? Not ortalaması veya lisans derecesi (yüksek lisans, doktora) sektörde nasıl bir öneme sahip? Bana hiç bir mülakatımda not ortalamam sorulmadı. Birçok mülakata girdim ve kabul aldığım birçok firma olmuştu ama bu mülakatların hiçbirinde not ortalaması da lisansüstü bir program düşünüp düşünmediğim de sorulmadı. Şöyle bir avantajı olabilir: Yüksek lisansınızın olması daha araştırmacı ve öğrenmeye açık bir imaj bırakabilir. Tabi ki önemli fakat şart değil. İki kişiden birinin seçilmesinde veya seçilmemesinden sadece yüksek lisansın önemli olacağını düşünmüyorum. Daha farklı özellikler arandığını düşünüyorum. 17)Pandemi ile birlikte dünya bambaşka bir düzene hızlı bir adım attı. Dolaylı olarak birçok sektörde olduğu gibi ilaç endüstrisinin de iş yapış şekilleri, çalışanlarından beklentileri değişiyor ve değişmeye devam edecek. Pandemi sonrası ilaç endüstrisi öngörülerinizi bizimle paylaşabilir misiniz? Sektörün çalışanlarında görmek isteyecekleri yeni yetkinlikler neler olacaktır? Bence kriz yönetimi çok önemli. Böyle durumlarda sakin kalabiliyor musun? Çalışma düzenini devam ettirebiliyor musun? Psikolojini ayakta tutabiliyor musun yoksa vazgeçip gidiyor musun? Sektör güçlü insanı çok sever. Bence kriz yönetebilen, soğukkanlı ve kriz anında sakinliğini koruyabilen insanlar isteyeceklerdir. Onun dışında öğrenmeye açık olmanız çok önemli. Çünkü her geçen gün yeni bir olgu giriyor hayatımıza. Mesela Zoom uygulamasından 1 sene önce haberdar bile değildik ama şuan da elimiz ayağımız olmuş durumda. Bunu bile mesela öğrenmeye açık olmaya borçluyuz. Aynı zamanda teknoloji ile de aramızın iyi olması lazım. Bu dönemde uzaktan çalışma sistemine geçen şirketler var ve bence bu hayat normale döndüğünde yarı yarıya devam edebilir. 18) Sanıyorum satranca ilginiz var. Biz öğrencilere hobi edinmesi konusunda tavsiyede bulunur musunuz? Bunun ileride bize artısı olabilir mi? Bence olur. Çok yönlü olmak gerçekten ilgi uyandıran bir özellik. Konuşabileceğiniz daha fazla konu oluyor. Zaten mülakatlarda da sadece iş hayatı veya eğitim hayatı konuşulmuyor. Hobileriniz, yaptığınız gezileriniz, aktiviteleriniz, keyif aldığınız alanlar gibi konular konuşulabiliyor. Eğer bir hobiniz olursa karşı tarafı etkilemeniz kolay olabiliyor. Satranç konusuna ilgiliydim, ilkokulda lisansım vardı. Aynı zamanda voleybol ile de ilgileniyordum. Yine lisansım vardı. Sonra lise eğitimim başladığında ilçeden ile gitme durumum oldu. Orada bu hobilerim konusunda daha az eğilimler göstermeye başladım çünkü vakit bulamıyordum. Bir takım zorluklar vardı. Lisede hobilerim üzerine daha fazla zaman ayıramadığım zamanları düşündükçe üzülüyorum çünkü birçok şeyle uğraşırken daha fazla mutlu oluyorsunuz. Lisede sadece ders çalıştığım dönem ile ilkokulda hem ders çalışıp hem de hobilerime zaman ayırdığım dönemleri karşılaştırınca ilkokulda daha başarılı olduğumu düşünüyorum. O yüzden bence hobi sahibi olmak çok önemli. Ülkemizde her gencin bir hobisi olmalı. Üniversiteye girdikten sonra ise keman ile ilgilendim. Bir dönem Fransızca kursuna gittim. Yani sürekli ne yapabilirimi denedim. O yüzden nereden keyif alacağınız hiç belli olmuyor. Denedim yarım kaldı, denedim keyif alamadım ama keyif alana kadar da denedim. Bence bu konuda çabalamak lazım. 19)Yeni yıl dilekleriniz nelerdir? Sağlık ve özgürlük diliyorum. Aynı zamanda herkesin umduğunu, istediğini ve aradığını bulduğu bir yıl olmasını diliyorum. Umarım tüm hayalleriniz gerçekleşir.


bottom of page