top of page

Begüm Özdengülsün

1.Kendinizden bahsedebilir misiniz? İzmir’de doğdum ve büyüdüm. Üniversiteyi İstanbul’da kazanınca ailemin yanından ayrılıp

İstanbul’a taşındım. Eczacı olmak hep hayalimde olan bir şeydi. Çünkü babam eczane eczacısı ve hep mesleğin içindeydim. Fakat babam eczacı olursam endüstride çalışmamın gelecek için daha iyi olabileceğini söylüyordu. Üniversitenin ilk yılı bittiğinde ise ben ne okuyorum diye düşünüp İzmir’e dönmeyi bile düşünmüştüm. Eğitim boyunca eczanede çokça staj yapma imkânı buldum. Bu süreçte eczanede işlerin daha durağan ve kişi istemedikçe kişisel olarak gelişmenin nispeten daha zor olduğunu gördüm. Yeditepe Üniversitesi’nde İngilizce eğitim aldım ve bu bana artı sağlayan bir şeydi. İngilizce eğitim almamak tabi bir eksiklik değil ama o farkın gerekirse dışarıdan destek ile veya başka bir dil ile kapatılması gerektiğini düşünüyorum. 4. sınıfta okul derslerinin hafiflemesiyle endüstride staj yapma imkânı buldum. 4. sınıfın yazında Novartis’te Ruhsatlandırma stajı yaptım. 5. sınıfta ise Pfizer’de Medikal departmanında part-time çalışmaya başladım. Hala orada çalışmaya devam ediyorum. Eğitim hayatım süresince 1. sınıftan 5. sınıfa kadar fakülteyi birincilikle sonlandırdım. Bir çalışma disiplinini oturttuğunda dersler ve staj birlikte ilerleyebiliyor.


Fakülte birinciliğiyle mezun oldum ve Yeditepe Üniversitesi lisansüstü eğitim için bir burs imkânı sağladı. Ben doktora yapmayı düşünmüyordum çünkü doktora seçeceğin alanda istekli ve yoğun bir çalışmayı gerektiriyor. Bu yüzden doktora benim için öncelikli değildi ben de yüksek lisans programını tercih ettim. Endüstride de olduğumdan erken vadede işletmeyle alakalı bilgileri kendime katmak ve önüme baktığımda bakış açımı genişletmek ve daha büyük bir pencereden işime bakmak istediğimden tezsiz MBA programını da tamamladım. 2. Fakülteyi birincilikle bitirmenizin ve yüksek bir ortalamayla mezun olmanızın size iş anlamında katkısı oldu mu? Açıkçası işin içinde olan birisi olarak katkısı oldu mu bilmiyorum ama illaki artısı olmuştur. Gözünüzün önüne iki farklı profil getirin. Her ikisi de benzer deneyime sahip ama birisi üniversiteyi birincilikle bitirmiş olsun. Birincilikle bitirmiş kişi için karşı tarafta belirli bir iş disiplini var ve bir şeyleri istediğinde yapabiliyor fikri oluşabilir. Ama her üniversitenin bir tane birincisi var dolayısıyla bu ne kadar bir fark yaratır? Bence pek yaratmaz. 3.Okulunuzda aktif bir öğrenci miydiniz? Tabi ki, sizler ISPE çatısı altında birleşmiş ve bunu sürdürmeyi, bir şeyler yapmayı hedeflemiş kişilersiniz. Benim açıkçası böyle bir imkânım olmadı. Yeditepe’de de farklı kulüpler var. Bu kuruluşlarda üye olarak bulundum fakat aktif olarak rol almadım. Erasmus’a giden arkadaşlarım da oldu fakat ben öyle bir şey de yapmadım. Ben daha çok gezme (İstanbul’u keşfetme😊)- çalışma dengesini kurmuş bir öğrenciydim. Staj ve öğrencilik kongrelerine katılım dışında çok aktif bir öğrenciliğim olmadı. Çok fazla staj tecrübem oldu ve hocalarımla da aram iyiydi ve onların projelerinde yer almaya çalıştım. Yeditepe’nin mentörluk buluşmalarına imkân sağlamak amacıyla kurduğu bir web sitesi aracılığıyla şu anda Yeditepe’de eczacılık okuyan birkaç arkadaşla görüşme fırsatım oldu. Onlar da “Bana nasıl staj yapabiliriz, kariyerim için nelere odaklanmam gerekir?” tarzı sorular sordu. Onlara cevabım şu oldu “Şuan çok acele etmene gerek yok. O günler zaten gelecek ve illa ki staj yapma imkânı bulacaksın. Şuan mesela siz ISPE olarak kariyerinin farklı noktalarındaki insanlara ulaşıyorsunuz, etkinlikler düzenliyorsunuz. Bu organizasyonları yönettiğiniz projeler olarak ileride iş görüşmesinde anlatacaksınız. Şu an yapabileceğiniz; böyle projeleri daha çok arttırmaya odaklanmak. Çünkü bu çalışmalar çok değerli ve size avantaj sağlayacak. 4-Bazı noktalarda aktif olduğunuzu bazı noktalarda ise, öğrencilik hayatınızdan bahsediyorum, aktif olmadığınızı düşünüyorsunuz. Şu an eczacılık öğrencileri olarak bizlere önerileriniz olur mu? Geçmişte, yapsaydım daha iyi olur dediğiniz bir şey var mı? Şu şekilde olabilirdi: ISPE gibi bir öğrenci topluluğu oluşturmuşsunuz. burada her biriniz farklı görevler alıyorsunuz. Üniversitedeki eğitim yıllarınız ilerledikçe stajlar daha çok devreye girecek ya da mezuniyet telaşı devreye girecek ve büyük zamanınızı onlar alacak İster istemez kendinizi ISPE ile ilgilenemez olarak bulacaksınız belki de. Dolayısıyla şu anı kıymetli geçirmek ve şu andan maksimum faydayı almak için ISPE gibi kulüplerde bir proje ortaya atın, bu projenin yönetiminde görev alın, belli noktalarda fikirleriniz olsun. Birileri ile görüşmeleriniz, kariyer tavsiyeleri almanız, mentörlük desteği almanız gibi önemli şeyler geleceğinizdeki hikayenize önemli artılar katacaktır. Benim yapmadığım, nispeten eksikliğini yaşadığım ve sizlere söyleyebileceğim ilk şey bu olur. Farklı topluluklarda rol alın, söz alın ve projelerde aktif katılım gösterin diyebilirim. Belki yapamıyorsanız şöyle bir şey de olabilir; okulunuzda, örneğin farmasötik teknoloji sevdiğiniz bir alandır, hocası ile aranız iyidir. Buralarda öğrenci asistanlığını deneyebilirsiniz. Bunların hepsi sizin gününüzü, üniversite hayatınızı dolu geçirmeye yarayan şeyler. Tüm bunlar staj mülakatlarında ve iş görüşmelerinde çok değerlidir. 5.Endüstri eczacısı olmaya nasıl karar verdiniz? Eczane eczacısı bir babanın kızı olunca, içerisinde bulunsam da bulunmasam da sürekli olarak o dünyanın nasıl bir yer olduğunu gözlemledim. Dolayısıyla, üniversitede de hem İngilizce eğitim aldığım için hem de biraz daha işin gelişmeye açık tarafında olmak için endüstriyi tercih ettim. Çünkü her ne kadar gelişmek sizin elinizde olsa bile, eczane eczacılığında bu gelişim ağı daha sınırlı kalabilir. Farklı bir şey yapmak için çabalamak size kalmıştır. Bunlar beni hep eczane eczacılığından geri tutan ve endüstriye yönlendiren şeyler oldu. Zaten akademiyi de düşünmemiştim, aklımda pek olmayan bir seçenekti. İyi eğitim almış, belli bir alanda kendini ispatlamış bireylerle iş arkadaşı olmak beni etkileyen şeyler arasındaydı. Tabi hastayla muhatap olmak da çok kıymetli, sonuçta biz bunun için eğitim alıyoruz. En azından genç yaşlarda bunları ne kadar yapabilirsem ilerde bana o kadar pozitif dönüşü olacak ve bunları ileri ki yaşlarda yapmak şimdikinin tadını vermeyecek diye düşündüm ve o yüzden direkt endüstriyi seçtim. Ama siz de göreceksiniz ki, gittikçe sayımız düşüyor ve mezunlar arasında azınlık oluyoruz. Birçok kişi- en azından benim arkadaşlarım- eczane eczacılığına yönelmişti ve firmada çalışan da eczane açmaya karar verdi. 6.İşe alım süresince yaşadığınız zorluklar oldu mu? Staj bulma süresince yaşadıklarımdan yola çıkarak size tavsiye verebilirim. Hayatınızdaki örneklerinizi kişilik özelliklerinizle ve yaşadığınız olaylarla bağlayın. Kendinizden emin duruşunuzu hiçbir zaman bozmayın ve tedirginliğe düşmeyin. Karşınızdakiler bu işin profesyonelleri olduğu için bunu çok iyi anlıyorlar. Benim yaşadığım veya yaptığım bir şey onlar için bir anlam ifade etmez diye de düşünmeyin. Çünkü zaten sizin yaşınızdaki insanların büyük çoğunluğunun deneyimi sınırlı kalıyor. Dolayısıyla yaptığınız her şey ve farkındalığınızın yüksekliği orada sizi öne geçirecektir. Bunları bilerek orada olun mutlaka. İş konusuna gelince ben şuanda Pfizer'de Bölgesel Medikal Müdür olarak çalışıyorum ve diyelim ki sonraki adım olarak Medikal Müdürlüğe geçeceğim. Böyle görev değişiklikleri anında yeterli deneyiminizin olmaması veya yaşadığınız bir zorluğu iyi yönetip yönetemediğiniz bu yolda karşınıza çıkabilecek temel engellerden olabilir. 7.MBA yapmış biri olarak pazarlama değil de medikale yönelmenizin nedeni nedir? Departman seçiminize nasıl karar verdiniz? Firma ortamının havasını solumak için yaz stajlarını çok iyi değerlendirin ama tabi ki kısa dönemli bir yaz stajı ilerde çalışacağınız departmana karar vermek için tek başına çok yeterli olmayabilir. Ama kısa dönem bile orada olursanız örneğin “Ruhsatlandırma departmanı şu şu işleri yapar” diyebilirsiniz. Staj fırsatları; ruhsatlandırma işi nasıl yürüyor, bu departman ne yapar vb. gibi şeyleri anlamanızı sağlıyor. Ben de ruhsatlandırmada yaptığım 2-3 aylık stajımda işlerin daha çok resmi yazışmalar ile resmî kurumlar arasında yapıldığını gördüm. Evrak takibi ve dokümantasyon sıklıkla yapılıyordu. İlacın yaşam döngüsündeki temel bölümlerden birisi de ruhsatlandırmadır. Bu staj sayesinde ruhsatlandırma departmanını önceliklendirmeyeceğimi anladım. Farmakovijilansta staj yapmamıştım. Arkadaşlarımın staj yapması sayesinde birtakım bilgilere sahip oldum. Departmanın çok fazla takip işi içerdiğini, işlerin bir süre sonra standarda bindiğini ve aynı şekilde devam ettiğini duyuyordum. Bu sebeple orası da öncelikli tercihim olmadı. Bunları deneyimledikten ve gözlemledikten sonra medikal departmana yönlendim. Başarılı bir öğrencilik hayatı geçirmiştim, medikal bilgiyi okumak anlamak bunlar sevdiğim şeylerdi, dolayısıyla da bunları en iyi nerede deneyimlerim diye düşünerek medikal departmana yönlendim. Bu nedenle öncelikli hedefim medikal staj imkânı yakalamaya çalışmaktı. Medikal staj dönemimde de gördüm ki süreç farmakovijilans ve ruhsatlandırmadan daha farklı ilerliyor. Literatür tarıyorsun, okuyorsun; hastalığı, ilacı öğreniyorsun. Ekibindeki medikal müdürlerle ilacın geri ödemesine, ruhsat sürecine yönelik çalışıyorsun. Kısacası kendine bir şeyler kattığını hissediyorsun. Sadece standart bir iş tanımın olmuyor. Medikal aslında bütün bu fonksiyonların -hem pazarlamanın, hem ruhsatlandırmanın, hem farmakovijilansın-“ bir ilacın bütün hayat döngüsünün tam ortasında yer alıyor.” Bunu en iyi içinde bulunduğum süreçte gördüm ve açıkçası medikal departmanın önemini bir kez daha anladım. Karar vermemi bunlar kolaylaştırdı diyebilirim. Kısa vadeli planlarım arasında aslında MBA yoktu. Mezun olmadan önce Pfizer’de medikal departmanda çalışıyordum, mezun olduktan sonra Pfizer’de bir iş imkânı doğdu ve tam zamanlı olarak çalışmaya başladım. Tam zamanlı olarak işe başladığım dönemde medikal departmanda çalıştığım için farmakoloji masterı yapmayı düşünmüştüm. Farmakoloji alanında yapmak istemimin sebebini de şu şekilde belirtebilirim: Farmakoloji, ilaca ve hastalığa yönelik en detaylı bilgileri aldığımız ders, aynı zamanda medikalde hekimlerle çalışıyorum, onlarla iletişim halindeyim bu nedenle farmakoloji bana güzel katkı sağlar sunar diye düşündüm. Çünkü hem ekip arkadaşlarınız hem de şirket dışı iletişim kurduğunuz insanlar hekim, dolayısıyla kendimi nasıl geliştirebilirim diye düşünerek bu fikre yönelmiştim. Yöneticimle bu konuyu konuştuğumda farmakoloji masterının hekimlerle iş yaparken çok da aranan bir gereksinim olmadığı konusunda beni ikna etti. Bana ‘MBA neden düşünmezsin Begüm?’ diye sordu, ben de o an içimden ya neden olmasın diye düşündüm ve kendimi tekrardan Yeditepe’de MBA programında buldum. Tezsiz yaptığım için çok uzun sürmeden tamamladım. Katkısını şöyle özetleyebilirim: Medikal departmanının en dirsek dirseğe çalıştığı alan pazarlama departmanı. Bir ilacın veya terapötik alanın pazarlama aktiviteleri ile ilgilenen bir ürün müdürü ve medikal aktiviteleri ile ilgilenen bir medikal müdürü var dolayısı ile o üründen veya terapötik alandan temelde 2 kişi sorumlu. Ürün müdürlüğü yapmasam da o tarafla yakından çalıştığım için MBA eğitimi etrafımda olan biten konusunda farkındalığımı arttırdı. Doğrudan ve dolaylı olarak beni olumlu etkiledi. Ayrıca programda olan finans ve işletme dersleri ile alakalı bilgiler iş ortamında konuşulanları algılama gücümü arttırdı. Çünkü eczacılık fakültesi mezunu bu alanlarla ilgili temel bilgilerin eğitimini almamış oluyor. Pazarlama terimlerini öğrenmek, finansal tabloları yorumlamak gibi artıları oldu. MBA eğitimi almak kurumsal dünyayı algılamamı arttırdı diyebilirim. Eczacılık fakültesi mezunlarına öneririm. 8.Medikal departmanda sevdiğiniz ve sizi işe yönlendiren yönler nelerdir? Sağlık çalışanı olduğunuzu hala hissettiğiniz bir yer olması çok güzel. Çünkü endüstriye girdiğiniz anda mesleki kimliğinizden ister istemez birazcık uzaklaşıyorsunuz örneğin ruhsat ya da farmakovijilansta çalışırken bunun hissedilmesinin nedeni bu olabilir. İşler standarda binebiliyor. Evrak takibi, resmi yazışma. Dolayısıyla işe bağlılığı arttıran, işten keyif almayı sağlayan en önemli şeylerden bir tanesi o mesleki kimliğinizi kaybetmemeniz. Hasta yararına bir şeyler yaptığınızı en çok hissettiğiniz alanlardan birisi bence medikal. Bir diğer nokta da sizin ulaşılabilir kılmaya çalıştığınız tedaviyi hastaya sunmaya çalışan en önemli fikir liderleri ile iletişim halinde olabilmek, bu güzel bir avantaj. Yeni pazara girecek bir molekül varsa öncesindeki hazırlık sürecinde her adım medikalin elinden geçiyor. Ruhsatlandırma için de gerekli otoriteleri ve o ilacın medikal gerekliliğine ikna eden kişi medikal departman çalışanı oluyor. Yani ilacın her noktasında bulunuyorsunuz bu da söylediğim gibi işi tek düzelikten uzaklaştırıyor, meslekteki isteği diri tutuyor. 9.Ben endüstride medikal alanını düşünüyorum aslında, henüz stajımı yapmadım ama dediğiniz gibi sağlık alanında elinizin olmasından dolayı daha samimi geliyor. Fakat Türkiye’de genel olarak doktorlar tercih ediliyor. Peki bu global şirketlerde de bu şekilde mi oluyor? Bazı firmalar özellikle tıp doktorlarını tercih edebiliyor. Bu firmaların sayısı ilerde artadabilir, azaladabilir. Ve arttığı durumda başvursanız bile bazen eczacı olduğunuz için CV’niz değerlendirmeye bile tabii tutulmayabiliyor. Benim çalıştığım şirkette eczacı olup medikal departmanda çeşitli rollerde çalışan bir sürü meslektaşım var. Bunun ilerde nasıl olacağı belli olmaz. Sizler gibi bir sürü eczacı adayı arkadaşımız var. Rüzgar arkamızdan da esebilir. Bunun bir standardı yok açıkçası bazen rüzgâr bizimle oluyor, özellikle medikal alanda eczacılar çok tercih ediliyor. Bazen de sürekli önünüze tıp doktorların girdiğini görüyorsunuz. Ama bu medikalde çalışma isteğinizi öldürmesin, her firma için bu geçerli değil. Global firmalarda da, yerellerde de zorunluluk olarak tıp doktoru olmasını isteyenler var ama tabi ki hepsi değil. Bu yüzden böyle bir isteğiniz varsa arkasında durabilmelisiniz. 10. Sizce departman değiştirmek kolay mı? Nasıl zorlukları var? İşleyişi açıklayabilir misiniz? Çalışmaya başladığınız departmanı öğrenmeniz ve kendinizi ispat etmeniz minimum 6 aylık bir süre zarfında gerçekleşiyor. Örneğin siz bu zamanı geçirdiniz ve çalıştığınız departmanın size uygun olmadığına karar verdiniz, şirket içerisinde bu değişikliği yapacağınız için bu durumu hem kendi yöneticinizle hem de geçmek istediğiniz alanın yöneticisiyle konuşmalısınız. İstediğiniz anda olmayabilir ama yakın gelecekte o departman işe alım yapmayı düşünüyorsa ve siz şirket içerisinden bir aday olduğunuz için sizin önceliğiniz daha fazla olabilir. Şirket içerisinde iyi tanındıysanız, önceki departmanınızdaki süreyi güzel geçirdiyseniz sizin oraya geçişinize kimse hayır demeyecektir. Staj özelinde konuşmak gerekirse de birçok global şirketin rotasyon konusunda esnek olacağını düşünüyorum. Staj süresince o departmanda çalışmak istemediğinizi fark ettiyseniz ama bununla beraber şirketi çok sevdiyseniz bu konuda size esneklik sağlarlar ve değişime müsaade ederler. Özellikle staj döneminde bu esnekliğin daha fazla olabileceğini düşünüyorum. 11. Hem Pfizer bünyesinde hem de medikal departman bünyesinde yurtdışı olanaklarını nasıl buluyorsunuz? Öncelikle departman harici konuşmak gerekirse birçok global firma buna Pfizer’i de dahil ediyorum yurtdışına çalışanlarını göndermek için olanak yaratmaya hazır Global firmaların köken aldığı bazı ülkeler var ve bütün dünyada bu organizasyonları çalıştıran ekipler var. Bu nedenle yurtdışında çalışma konusunda ilaç firmaları güzel fırsatlar sunuyor diyebilirim. Medikal anlamda baktığımızda ise, geçmişte Türkiye medikal organizasyonunda çalışmış isimler şuanda farklı ülkelerde medikal yönetici olarak yer alıyorlar. . Dolayısıyla medikal departmanda çalışan kişiler yurtdışında çeşitli pozisyonlarda çalışma imkânı bulabiliyor. Bunun örnekleri hem Pfizer’de hem de başka ilaç firmalarında mevcut. Başka bir noktadan da bahsetmek istiyorum, yurtdışına gitmek veya gidebilmek demek illa ki büyük bir ekip yönetmek anlamına gelmiyor. Bazı roller var ki, ekip değil o terapötik alanın geleceğini yönetiyorsunuz. Böyle rollerde bazen dilediğin yerden çalışma imkânı da sağlanabiliyor. Bu noktada şunu da belirtebilirim; yurtdışındaki roller ve görev tanımları ülkemize göre daha çok bireysel şekilde yönetilebiliyor. 12.Endüstri eczacısı olabilmek için bizlerde olması gereken yetkinlikler nelerdir? Birçok kişiden şimdi söyleyeceğim şeyi duymuşsunuzdur. Mülakatlarda insan ilişkilerim çok iyi gibi ifadeler kullanmak yeterli değil. Bu şekilde ifade ettiğimizde insandan insana farklı anlaşılabilir. Bu ifadelerimizi örneklerle, yaptıklarımızla desteklememiz gerekiyor. Örneğin yer aldığınız kulüplerde gerçekleştirdiğiniz etkinliklerde, takım arkadaşlarınızla ve etkinlik katılımcılarıyla aktif olarak iletişim kurduğunuzu örnek verebilirsiniz. Bu çalışmalarda iletişim kurarken nelere dikkat ettiğinizden bahsedebilirsiniz. Daha iyi yapabileceğinizi şeyleri keşfedip bunlara yönelik attığınız adımlara değinebilirsiniz. Bir firmadan çağırdığınız konuşmacıyla sohbetinizi bu duruma örnek verebilirsiniz. Bunlar haricinde planlı çalışma disiplinini oturtmak ve analitik olmak önemli. Bu tanımlamalar size çok yüzeysel gelebilir. Ancak yaptığınız projeler ve bu projeler sırasında öğretim gördüğünüz fakültedeki hocalarınızla iletişiminiz sizin bu özelliklerinizi karşı tarafa gösteren şeylerdir. Sektör için önemli olan şeylerden biri tabii ki yabancı dil. İngilizce zaten olmazsa olmaz. İngilizce seviyenizin iyi olduğunu bir şekilde ispat etmeniz gerekiyor. İngilizcenin yanında ikinci bir dil gerekir mi diye sorarsanız da burada bireysel ayrışmalar önem kazanıyor. Diğer zamanlarda ne yaptığınız ayrıştırıyor. Örnek vermek gerekirse bir rol için iki aday olduğunu düşünelim. Bu adaylardan biri sadece İngilizce biliyor ve aktif öğrencilik hayatı geçirmiş, işe dönük farklı tecrübeleri var. Diğer aday ise İngilizce ve Almanca biliyor ancak farklı aktivitelerde bulunmamış. Bu durumda tercih edilecek olan kişi genellikle ilk çizdiğim profil olacaktır. Kendinizi hem dil konusunda hem de sosyal olarak geliştirmeniz çok önemlidir. Hem aktif bir öğrencilik yaşamı geçirir hem de iki dil bilirseniz, o zaman bu sizin için daha öne çıkarıcı özellik olur. 13.Sizce günümüzde endüstride yeterli sayıda eczacı çalışıyor mu? Bu sektörde eczacıların yerini nasıl görüyorsunuz? Sizin üniversitenizde bu durum nasıl bilmiyorum ama Yeditepe üniversitesi öğrencilerini endüstriye yönlendiren bir üniversite ve fakülte. Hem İngilizce eğitim vermesi hem de kariyer imkânlarını da oldukça geniş sunmaya çalışması dolayısıyla öğrencileri hep endüstride çalışmaya motive ediyor. Zaten çıkan yeni yasayla birlikte yeni mezunların büyük çoğunluğu istedikleri yerde eczane açamıyorlar. Ya devir almaları lazım ya da sıraya girip nüfusa göre vs. uygun bir yer bulmaya çalışmak zorundalar. Dolayısıyla da endüstriye yönelim giderek artacaktır, siz de bu durumun direk içindesiniz. Aslında yeterince eczacı bence endüstride çalışmıyor, eczane eczacılığı yönünü seçiyor. En azından bu yasa gelene kadar durum böyleydi. Sizlerle birlikte eczacılar ben inanıyorum ki firmalarda hak ettiği yeri bulacak, endüstrinin her alanında eczacıya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Odak ilaç olduğu sürece ve ilacı en iyi bilen kişi eczacılar olduğu sürece, sizlere yer hep var. İstihdam probleminin özellikle yakın gelecekte olacağını düşünmüyorum ben. Tabi ki kendinizi ayrıştırmanız gerekecek ama eczacıya olan ihtiyaç endüstride gün geçtikçe artıyor bu bir gerçek. 14.Sizce firmalar pandemi döneminde eğitim alan öğrencilere farklı bir yaklaşım gösterirler mi? Türkiye’yi hatta Dünya’yı etkileyen bir durum olduğu için herkes aynı durumda ve eşit şartlarda. Öyle bir kaygınız olmasın. Bir problem olacağını düşünmüyorum. 15.Son olarak bizlere bir kitap ve film önerisinde bulunabilir misiniz? Kitap olarak İnsanın Anlam Arayışı’nı , film olarak da 7. Koğuştaki Mucize’yi tavsiye edebilirim.

bottom of page