top of page

Yeni teknoloji kafanızın içine giriyor. Buna hazır mısınız?

Bazı uzmanlar, bu tür beyin implantlarının ciddi gizlilik sorunlarını ortaya çıkardığını savunuyor.
Domuz Gertrude, samanla dolu bir kalemin etrafına kök saldı. Onun kameralardan ve izleyicilerden haberi yoktu. Ayrıca beynine kulak misafiri olan 1.024 elektrotu da görmezden geldi. Gertrude’un burnu her ödül bulduÄŸunda, bir müzikal çınlama oldu. Bu, onun koku duyusunu kontrol eden sinir hücrelerindeki aktiviteyi iÅŸaret ediyordu.

Bu bip sesleri; 28 AÄŸustos 2020'de merkezi San Fransisco, Calif’de yer alan Neuralink'in sinir izleme teknolojisinin ortaya çıkardığı büyük bir açıklamanın parçasıydı. O gün Elon Musk ”Pek çok yönden, küçük teller ile kafatasınızın içindeki bir Fitbit gibi.” diyerek ÅŸirketinin yeni teknolojisini tanımladı.

Beyin üzerine araÅŸtırma yapan nörologların birçoÄŸu, on yıllardır hayvanlarda sinir hücresi aktivitesini kaydediyor. Ancak Musk ve diÄŸerleri bundan daha fazlasını yapmaya çalışıyor. En sevdiÄŸimiz anılarımızı mükemmel bir ÅŸekilde kaydetmemizi ve yeniden yaÅŸamamızı saÄŸlamak istiyorlar. Ya da kafamızın içinde video oyunu oynayabilmemizi. Bir gün, arabaları bile Jedi tarzında zihinlerimizle çağırabiliriz. 

Bazı bilim adamları Gertrude’un giriÅŸini sadece dikkat çekici bir gösteri olarak adlandırdılar.  Ancak Tesla otomobillerinin üreticisi olan Elon Musk, daha önce de insanları ÅŸaşırtmıştı.  Seattle, Wash'daki Allen Institute for Brain Science'da bir sinirbilimci olan Christof Koch, "Kendi elektrikli arabasını yapan ve onu Mars yörüngesine gönderen bir adamla tartışamazsınız" diyor. 

Beyin teknolojisi hızla geliÅŸiyor ve ayrıca çeÅŸitli yaklaşımları kapsıyor. Bazıları, açlık ve can sıkıntısı arasındaki farkı anlayabilecek harici kulaklıklara olanak saÄŸlayabilir. Aynı zamanda beyne yerleÅŸtirilen elektrotlar, konuÅŸma niyetimizi gerçek kelimelere çevirmemize de yardımcı olabilir. Ya da ufukta sizin klavye gerekmeden yazmak için sinir uyarıları kullanan bilezikler olabilir.

artificial-2970158_960_720.jpg

Bugün felçli insanlar zaten bu tür teknolojileri test ediyorlar. Beyin-bilgisayar arayüzleri olarak adlandırılan bu arayüzler, niyetleri eyleme dönüÅŸtürüyor. Bu insanlar sadece beyin sinyalleri ile internetten alışveriÅŸ yapabiliyor, iletiÅŸim kurabiliyor, hatta bardaktan bir yudum almak için protez kol kullanabiliyor. Ancak beyindeki komuÅŸmaları duyma, anlama ve hatta onu deÄŸiÅŸtirme yeteneÄŸi, insanların yaÅŸamlarını deÄŸiÅŸtirme ve iyileÅŸtirme potansiyeline sahiptir. Ve bu sinirsel dinleme, tıbbın çok ötesine geçen ÅŸekillerde yardımcı olabilir.

Bu tür teknolojiler aynı zamanda bazı soruları da beraberinde getiriyor. Bunların en önemlisi: Beynimize kimler hangi amaçla eriÅŸecek?
AraÅŸtırmacılar ve doktorlar uzun zamandır konuÅŸmaya, yazmaya ve yazmaya dayanmadan birinin beyninden bilgi alabilmenin peÅŸindeler. Bu teknoloji, vücutlarını artık hareket ettiremeyen veya konuÅŸamayan insanlara yardımcı olabilir. YerleÅŸtirilen elektrotlar, beynin hareket alanlarındaki sinyalleri kaydedebilir. Böylece robotik protezler kontrol edilebilir.

Ocak 2019'da Johns Hopkins Üniversitesi'ndeki araÅŸtırmacılar, Robert "Buz" Chmielewski'nin beynine elektrotlar yerleÅŸtirdiler. Sörf kazası, adamın kollarını ve bacaklarını kullanamamasına neden olmuÅŸtu. Chmielewski beyninin her iki tarafından gelen sinyalleri kullanarak iki protez kolu kontrol edebildi. Onlarla kendini beslemek için aynı anda bir çatal ve bıçak kullanabildi. AraÅŸtırmacılar bunu geçen yıl bir basın açıklamasıyla duyurdular.

DiÄŸer araÅŸtırmacılar, konuÅŸamayan felçli bir adamın beyin sinyallerinden gelen konuÅŸmayı çözdüler.  Bu adam "Biraz su ister misin?" sorusunu bir bilgisayar ekranında gördü. Daha sonra "Hayır, susamıyorum" yazısıyla yanıt verdi. Sadece beyninden gelen sinyalleri kullanarak mesajı yazdıracak bir bilgisayara sahip. Columbia Unversity tarafından düzenlenen 19 Kasım 2020 sempozyumunda anlatılan bu çalışma, beyinleri bilgisayarlara baÄŸlamadaki ilerlemelerden sadece biriydi.

artificial-intellgience.jpg

Karen Rommelfanger, “Daha önce [vücudun diÄŸer bölümleriyle] etkileÅŸime girmeden bu tür bilgileri elde edememiÅŸtik” diyor. ÖrneÄŸin konuÅŸma, iÅŸaret dili ve yazmanın hepsi birkaç karar verme adımını gerektirdiÄŸini de ekliyor.
Åžimdiye kadar beyinden bilgi alma çabalarının genellikle ağır ekipman gerektirdiÄŸini ayrıca ağır bilgi iÅŸlem gücüne de ihtiyaçları olduÄŸunu belirten bilim insanı, en önemlisi gönüllü bir katılımcıya ihtiyaçları olduÄŸunu söylüyor. En azından ÅŸimdilik, zihninize girme çabaları, gözlerinizi kapatarak veya hatta uykunuzu çekerek kolayca durdurulabilir.

Dahası, Rommelfanger zihin okumanın amacının endiÅŸe olamayacak kadar belirsiz olduÄŸunu söylüyor. ‘Hiçbir sinir bilimcinin aklın veya düÅŸüncenin ne olduÄŸunu bildiÄŸini sanmıyorum’ diyor. Sonuç olarak ‘Akıl okuma konusuyla ilgilenmiyorum’ diyor, en azından ÅŸu an var olan teknolojileri kullanarak.
Ama hızla deÄŸiÅŸebilirler. New York’ta Kolombiya Üniversitesi’nde çalışan bir nörobiyolog olan Rafael Yusta insanların beyninden gizli bilgileri elde etme kabiliyetine sahip olmaya çok ama çok yaklaşıyoruz diyor. Yuste, çalışmaların bir kiÅŸinin neye baktığını ve hangi kelimeleri duyabileceÄŸini çözmeye baÅŸladığını belirtiyor.
Los Angeles, Kaliforniya yakınlarındaki bir nöroteknoloji ÅŸirketi olan Kernel'de bilim adamları bir kask icat etti. Kask sadece pazara giriyor ve taşınabilir bir tarayıcı olarak çalışıyor. Beyindeki belirli bölgelerin aktivitelerini aydınlatıyor.
Åžimdilik ÅŸirketler ürkütücü bir ÅŸekilde doÄŸru profillerimizi inÅŸa etmek için yalnızca bizim davranışlarımıza – beÄŸenilerimiz, tıklamalarımız, satın alma geçmiÅŸimiz- sahipler ve biz onlara izin veriyoruz. Tahmine dayalı algoritmalar iyi tahminler yapar. Ama onlar sadece tahmindir. Yuste ‘Nöroteknolojiden toplanan bu sinirsel verilerle artık bir tahmin olmaktan çıkabilir.’ diyor. 
Åžirketler gerçek ÅŸeylere doÄŸrudan beyniniz yoluyla ulaÅŸacaklar.

Gelecekte, teknolojiler bilinçaltı düÅŸünceleri bile ortaya çıkarabilir, diyor Yuste. “Bu nihai bir gizlilik korkusu — çünkü geriye baÅŸka ne kaldı ki?”
Sonraki adım: Davranışları değiştirmek mi?
Teknoloji zaten beyin aktivitesini okuyabiliyor ve deÄŸiÅŸtirebiliyor. Bu tür araçlar, örneÄŸin epilepsi hastası birisinin gelecek bir nöbetini tespit edebilir ve önleyebilir. Ya da gerçekleÅŸmeden önce titremeyi durdurabilir. Hatta araÅŸtırmacılar obsesif kompulsif bozukluk, bağımlılık ve depresyon için ilgilili sistemleri bile test ediyor. Ama beyin aktivitesini ve bununla birlikte birisinin davranışını tam olarak deÄŸiÅŸtirme gücü rahatsiz edici sorulara neden olabilir. Ä°sviçre'de ETH Zürih'te biyoetikçi olan Marcello lenca, bir kiÅŸinin aklını deÄŸiÅŸtirme isteÄŸinin yeni olmadığını söylüyor. Kalpleri ve akılları kazanmak, reklam ve politikanın merkezinde yer alır. Ä°nsanları ikna etmek, tartışmalarımızın asıl konusu. Beyninizin aktivitesini sadece ince bir dürtüyle deÄŸiÅŸtirebilen teknoloji, ancak, "manipülasyon risklerini bir sonraki seviyeye" getiriyor, diyor lenca.
 

neuralink.png

Bilim henüz bunu yapamıyor. Ancak neyin mümkün olabileceÄŸine dair bir ipucu olarak araÅŸtırmacılar zaten fare beyinlerinde görüntüler oluÅŸturmuÅŸ durumdalar. Optogenetik adı verilen bir tekniÄŸi kullanarak yaptılar bunu. Bu teknikte küçük sinir hücresi gruplarını uyarmak için ışık kullanır. Bu ÅŸekilde, araÅŸtırmacılar farelerin orada olmayan çizgileri "görmesini" saÄŸladılar. AraÅŸtırma grubunda bu deneylerden bazılarını gerçekleÅŸtiren Yuste, bu farelerin gözlerinin çizgileri gerçekten görüyormuÅŸ gibi davrandığını söylüyor. Etkilenen fareleri “kuklalar” olarak adlandırıyor. 
Tüm bu yeni geliÅŸmeler, artık çok rahat eriÅŸebildiÄŸimiz teknolojilerin zeminine dayanıyor.
Akıllı telefonlarımızın nereye gittiÄŸimizi, ne zaman uyuduÄŸumuzu ve hatta 20 saniye boyunca ellerimizi yıkayıp yıkamadığımızı izlemesine izin veriyoruz. Aynı zamanda insanlar; denediÄŸi diyetleri, sevdiÄŸi  TV ÅŸovlarını, beÄŸendikleri tweetlerini dijital ekmek kırıntıları ÅŸeklinde çevrimiçi paylaşıyor. ÇoÄŸumuz için hayatlarımız zaten açık bir kitap.

Philadelphia'daki Pennsylvania Üniversitesi'nde bir etikçi olan Anna Wexler, bu ayrıntıların beyin verilerinden daha güçlü olduÄŸunu söylüyor. "E-posta adresim, not uygulamam ve arama motoru geçmiÅŸim, bir kiÅŸi olarak kim olduÄŸumu - kimliÄŸimi - sinir verilerimizin açıklayabileceÄŸinden daha fazla yansıtıyor," diyor.

Beynimiz ve düÅŸüncelerimiz ne kadar özel olmalı?

Wexler, ÅŸu anda beyin teknolojisinin mahremiyetimize müdahale etmesi konusunda endiÅŸelenmek için çok erken olduÄŸunu söylüyor. Ancak birçok insan bu görüÅŸü paylaÅŸmıyor. "MeslektaÅŸlarımın çoÄŸu bana deli olduÄŸumu söylerdi" diye itiraf ediyor.

Yuste ve mahremiyetimizi korumak için katı yasalar görmek isteyen diÄŸerleri, tıpkı organlarımız gibi beyin hücresi verilerinin korunmasını istiyorlar. Tıbbi amaçlar için onay almadan kimse bir kiÅŸinin karaciÄŸerini alamaz. Bu araÅŸtırmacılar, aynı korumalara sahip sinirsel verileri görmek istiyorlar.

Bu bakış açısı Güney Amerika ülkesi Åžili’de kabul gördü. Åžimdi, sinirsel verileri korumak için yeni korumalar kurup kurmayacağını düÅŸünüyor, böylece ÅŸirketler sizin izniniz olmadan verilerinize ulaÅŸamayacak. Uzmanlar ayrışıyorlar. ÖrneÄŸin Ienca, insanların beyin verilerini satması ya da vermesi gibi seçeneklerinin olması gerektiÄŸini düÅŸünüyor. Sevdikleri bir ürün karşılığında veya sadece nakit için bile bunu yapabilirler. Ä°nsan beyninin yeni bir varlık haline geldiÄŸini söylüyor. Bu verilerin ÅŸirketler için  büyük kar getirecek bir ÅŸeye dönüÅŸebileceÄŸini sıkıntı olarak görmüyor.

Eğer birisi ne sattığı veya verdiği konusunda iyi bilgilendirilmiş ise verilerini satabilmeli veya istediği bir şeyle değiştirebilmeli.

391021-1876875931.jpg

Emory Üniversitesi'nden Rommelfanger, birinin beynindeki verileri nasıl yöneteceÄŸinizi bulmak kolay olmayacak diyor. Genel kurallar ve yönergeler muhtemelen izlenilecek bir yol olmayacaktır. Nörobilimle baÅŸa çıkmak için 20'den fazla çerçeve, kılavuz, ilkenin geliÅŸtirildiÄŸini söylüyor. BirçoÄŸu mental gizliliÄŸi ve mental özgürlüÄŸü ele alır. (Kendi zihinsel yaÅŸamımızı kontrol etme özgürlüÄŸü)

Rommelfanger bu tarz rehberlerin üzerinde düÅŸünülmüÅŸ olduÄŸunu söylüyor.
Yine de, teknolojiler onların ne yapabilecekleri ve ne gibi etkileri olabileceÄŸi noktasında farklılaşıyor. Åžuan için herkese uyumlu bir çözüm yok diyor. Bunun yerine, her ÅŸirket veya araÅŸtırma grubunun veri süreçlerinin kullanımları konusunda etik deÄŸerler üzerinden çalışmaları gerekiyor. Rommelfanger ve iÅŸ arkadaÅŸları, araÅŸtırmacıların etik konular hakkında çalışırken kendilerine sormasi gereken 5 soru öneriyor. Bu sorular teknolojilerin laboratuvar dışında nasıl kullanılabileceÄŸini sorgulatmak içindir. ÖrneÄŸin Rommelfanger teknolojiyi geliÅŸtirmek için ilerlemenin çok önemli olduÄŸuna inanıyor. " Korkum özel hayatın ihlalinden çok toplumun güveninin azalmasının teknolojinin yapabileceklerini baltalamasıdır.

Beyin verilerinin madenciliÄŸinin etik konusunda net olmaması yaklaÅŸan nörotek telaşının hızını yavaÅŸlatacak gibi görünmüyor. Ancak bunun uygun olup olmadığı konusunda dikkatlice düÅŸünmek, neyin geleceÄŸini belirlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca bizi en çok insan yapan ÅŸeyin korunmasına da yardımcı olabilir. Etik ve bilim konulu bu proje Kavli Vakfı tarafından desteklenmiÅŸtir.

​

Kaynakça: https://www.sciencenewsforstudents.org/article/brain-implant-tech-mental-data-privacy-ethics

bottom of page